15 Ocak 2011 Cumartesi

Kenarı yırtık bir eski kitap: Kodin


Kodin annemin en sevdiği kitaplardan biri. Çok garip bir şekilde ne zaman okumaya karar versem kitap ortadan kayboldu ya da ben bir yerlerde unuttum, en son aylar sonra tekrar karşıma çıktı. Neyse, en son köşeye sıkıştırdığımda hiç elimden bırakmadım sonuna kadar. Resimde gördüğünüz gibi yıllar biraz yıpratmış onu. Annem bunu 1967 yılının Kasım ayında, 4 liraya almış (evet etiketi duruyor ve evet annem de benim gibi kitaplara aldığı tarihi yazıyor). Varlık Yayınları'ndan çıkan bu kitabın çevirmeni Yaşar Nabi (Nayır). Detaylara geçelim...

Kodin 3 ayrı hikayeden oluşuyor: Bataklıkta Bir Gece, Kodin ve Kir Nikola. Balkanlar'da, Osmanlı varlığının son zamanlarında geçiyor diye tahmin ediyorum. Tarihi ve siyasi detayları yakalamak çok hoştu, kahramanların içtikleri Türk kahveleri gözümden kaçmadı bu arada!

Bataklıkta Bir Gece'nin kahramanları küçük Adrian ve Dimi Dayısı. Bundan sonraki iki hikayede daha yakından tanınacak olan Adrian ile ilk olarak burada tanışıyoruz. Nedense diğer iki hikaye kadar aklımda kalmadı bu hikaye. Şu kısım hariç: "Her ulus, Allah'a türlü türlü dua eder, ama hepsi O'nu aynı şekilde çiğnerler".

Ben kitap okurken notlar alırım. Not aldığım defterler kutularda durur. Kodin'i okurken ne yazacağımı şaşırdım. Kısa ama detaylarda dolu bir hikaye. Kodin bildiğimiz mahallenin kabadayısı bazen de azılı suçlusu. Ona hayran da küçük bir oğlan, Adrian. İkisi arasındaki diyaloglar o kadar güzel ki. Mesela Kodin'in Adrian'a sorduğu bir soru..

"-Birine fenalık etmek ne demektir bilir misin?
 -Canını yakmak demektir.
 -Yok, cancağızım.. Bilemedin. Fenalık, tek fenalık, haksızlık etmektir; bir kuşu yakalar, kafese koyarsın, veya atına yulaf verecek yerde onu kırbaçlarsın. İşte haksızlık."

Kodin ve Adrian arasındaki dostluk çok farklı. Adrian'ın babası yok. Kodin'i babası yerine koyuyor sanmıştım başta ama sonra bu ilişkinin sadece arkadaşlık olduğuna karar verdim. Bir de Adrian bu ilgiden çok memnun. Kodin'e gelirsek, evet biraz kabadayı ama kesinlikle zorba değil. İçinde durdurulamaz bir şiddet var. Bunun altında yatan sebep de ondan ve çirkinliğinden nefret eden, ona hep kötü davranan anne ve babası. Bir de sevgilisi İren'in onu en yakın arkadaşı ile aldatması. Kodin'in hayata karşı bu nefreti, Tanrı'yı öldürmeyi bile getiriyor aklına. Sakin olduğu tek yer ise Adrian'ın yanı. Hikayenin sonu ise çok korkunç. Belki de bu güne kadar okuduğum sonlar arasında en çarpıcı olanlardan. 

Üçüncü ve son hikaye, Kir Nikola. Adrian burada 14 yaşında ve yeni dostu lezzetli plaçintalar yapan usta Nikola. Plaçinta, ince yufkadan yapılan, içi peynirli veya kıymalı, halis domuz yağıyla bol bol yağlanmış bir börek. İstrati kelimesi kelimesine böyle tarif ediyor. Nikola Amca sevimli bir adam. Adrian'a dükkanında iş veriyor. En sevdiğim sözü işe şu oldu: "Şüphesiz dünya kalb doludur, ama hemen hepsi yol kenarında lüzumsuz otlara benzerler. Bir patates çok daha hayırlıdır". 

Siz de fark etmişsinizdir. 3 hikayede de Adrian'ın arayışı var. Bu bir baba mı, koruyucu mu yoksa tamamen farklı bir şey mi bilmiyorum. Dimi Dayı, Kodin ya da Kir Nikola, hepsi birbirinden farklı fakat yine de Adrian onlarda kendinden bir şeyler buluyor. Kir Nikola benim aralarında en sevdiğim oldu. Oturup onunla saatlerce konuşabilirdim ya da sadece onu dinleyebilirdim. Adrian da böyle yapıyor. Bir de Kir Nikola'da hep bir kabul edilme isteği var. Arnavut olduğu için hep dışlanıyor. Ona göre, "Yabancı olmak, memleketini sırtında taşıyan insan demek. Onun için yabancı her yerde gereksiz adam". Aslında Kir Nikola ve Adrian'ın birbirlerine ihtiyaçları var çünkü Kir Nikola sadece onun yanında kendini bir yere ait hissediyor. Sevgilisi Lelea Zinka bile onu pis bir millet olarak görüyor. Ve ekliyor: "İyi yürekli doğmuş bir adamın iyi kalmasına, hele iyilikten nasip almayanın sonradan iyi olmasına kimse yardım etmeye yanaşmıyor". Bana göre Adrian iyi yürekli bir çocuk ve benim zihnimde hep öyle kalacak.

Panait İstrati
Kitaplardan alınan keyfin genetik olduğunu düşünüyorum. Ben Kodin'i, Adrian'ı, en çok da Kir Nikola'yı sevdim. Tıpkı annem gibi.

2 yorum:

  1. ah panait ıstrati! liseden beri en sevdiğim yazar.. bütün kitaplarının yeni basımlarıyla birlikte, sahaflardan bulabildiğim eski basımlarını da almıştım. mesela kodin'in bu çevirisi var bende. okumadıysanız sokak kızını tavsiye ederim.. tabii ki sünger avcısını da ve aslında hepsini. :)

    YanıtlaSil
  2. Ne kadar alçakgönüllü ve iyidir. D.H. Lawrence nasıl duyguların tanımlanmasının, ifadesinin yazarı ise İstrati de ilişkilerin ve iletişimin anlatılması/ifadesinin yazarıdır. Bir nefeste önerilebilecek kitapları Kodin, İş Bulma Kurumu,Akdeniz, Baragan'ın Dikenleri, Mihail, Kira Kiralina, Minka Abla.

    YanıtlaSil